Gelişmeler

6/recent/ticker-posts

Metaller Besin Yollarınızı Nasıl Ele Geçiriyor?


Yeterli besin almadığınızda vücudunuz toksinleri emer. Mikro besin eksiklikleri ve ağır metal maruziyeti dünya genelinde milyarlarca insanı etkiliyor.

Metaller Besin Yollarınızı Nasıl Ele Geçiriyor?

Tıpkı beslenmede bir tahterevalli gibi, vücudumuz demir, kalsiyum ve çinko gibi temel minerallerden yoksun kaldığında, temel besinleri emmek için tasarlanmış sistemler, toksik ağır metallerin emilimini artırabilir. Besinler ve toksinler bağırsakta aynı sınırlı emilim yolları için mücadele eder ve besin eksikliği durumunda bağırsak daha az seçici hale gelir ve daha fazla toksinin geçmesine izin verir.

Besinler ve metaller arasındaki gizli rekabet, beslenmemizde yeterli vitamin ve mineral bulundurmanın, içimizdeki toksinlerin sessizce birikmesine karşı önemli bir savunma hattı olduğunu göstermektedir.

  ---------Konu reklamın altında devam ediyor--------


Mikro besinler..

Mikro besinler; A vitamini, demir ve çinko gibi çeşitli vitamin ve mineralleri kapsar ve vücudun bunlara çok az ihtiyaç duyması nedeniyle bu şekilde adlandırılır.

Mikro düzeyde olsalar da sağlığınız üzerindeki etkileri çok büyüktür. Bu temel bileşikler, vücudun normal büyüme, gelişme, bağışıklık savunması, enerji metabolizması ve hücre bütünlüğünün korunması için hayati önem taşıyan enzimleri, hormonları ve diğer maddeleri üretmesini sağlar.

Birçok sağlık sorunu, anemi ve düşük demir, raşitizm ve yetersiz D vitamini seviyeleri, iyot yetersizliği ve tiroid bozuklukları gibi mikro besin eksiklikleriyle bağlantılıdır .
Mikrobesinler , et ve deniz ürünlerinden tam tahıllara, meyve ve sebzelere kadar çok çeşitli gıdalarda bulunur. Vücudun en iyi şekilde çalışması için her bir mikro besinin yeterli miktarda bulunması esastır ve eksiklikleri kanser, diyabet ve kalp hastalığı, zihinsel yetersizlik, zayıf büyüme ve yaşlanmayla ilişkili dejeneratif hastalıklar gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir .


Ağır Metaller..

Ağır metaller , suya kıyasla nispeten yüksek yoğunluğa sahip metalik elementler olarak tanımlanır. Demir, bakır ve çinko gibi bazı ağır metaller, düşük miktarlarda ihtiyaç duyduğumuz temel mikro besin maddeleridir. Ancak kurşun, cıva ve arsenik gibi diğerleri bilinen hiçbir biyolojik fayda sağlamaz ve çok küçük miktarlarda bile toksiktir. Anahtar kelime konsantrasyondur. Toksik ağır metallere gelince, herhangi bir düzeyde maruz kalma, zarar verebilecek ve çoklu organ hasarına yol açabilecek birikime katkıda bulunabilir.

Coronavirus Günlüğü

Ağır metallere birçok kaynak ve yolla maruz kalıyoruz. Bunlar doğal olarak Dünya kabuğunda, toprakta, kayalarda ve suda bulunur. Ancak, maruziyetimiz insan faaliyetlerinden önemli ölçüde etkilenir. Gıda üretimi ve belirli gübre ve böcek ilaçları kullanımı gibi tarımsal uygulamalar, toksik ağır metallere maruz kalmamızın en büyük nedeni olan beslenme şekliyle birlikte, bu duruma en büyük katkıda bulunan faktörlerdir . Eski kurşun bazlı boyalar, bazı kozmetikler ve bazı pişirme kapları veya gıda kapları gibi tüketici ürünleri de kaynak olabilir.

  ---------Konu reklamın altında devam ediyor--------


Konu ile ilgili uzmanlar; kurşunun, insanların farkında bile olmadığı bölgelerde gıda tedarikinde yaygın olarak bulunduğuna vurgu yaparak, petrol bazlı gıda boyalarında milyonda 10 parçaya kadar varan oranlarda bulunduğunu söylüyor.

Özellikle çocukların tahıl gevrekleri ve jöle fasulyeleri gibi çok fazla renklendirici içeren yiyecekleri tüketme eğiliminde olmaları nedeniyle kurşun, arsenik ve cıva risk oluşturan en büyük ağır metaller oluyor.


Kurşunun olumsuz etkisinde kalmanın, toz ve hava kirliliğinden de kaynaklanacağı için tamamen kaçınmanın zor olduğu, ağır metallerin çoğunun toprakta zaten mevcut olduğu belirtilerek, beslenmenizden çıkarsanız bile, yine de bunlara maruz kalınacağından, kurşun maruziyetini azaltmanın kesin yolunun, sertifikalı gıda boyaları gibi izin verilen kurşun içeren gıda bileşenlerinden kaçınmak olduğu önerisinde bulunuldu.


Ağır Metal Tehlikeleri..

Çevresel olumsuz etkileşimle ilişkili sağlık risklerinin belirlenmesinde temel mikro besinler ile toksik ağır metaller arasındaki ilişki kritik öneme sahiptir.

Besleyici gıdalardan uzaklaşıp işlenmiş seçeneklere yönelme eğilimi, beslenme düzeninde değişime neden olmaktadır. Daha fazla ultra işlenmiş gıda tüketmeye ve çinko, kalsiyum, magnezyum ve ihtiyaç duyulan gerçek besinleri içeren tam gıdaların daha az tüketilmeye başlanmasına yol açmaktadır. Sonuçta birçok insanda kalsiyum, çinko, selenyum... yani gerçek besin eksikliği ortaya çıkmakta ve vücutlarında onları hasta eden, kronik hastalıklara yol açan başka şeyler de var.

  ---------Konu reklamın altında devam ediyor--------


Yaygın beslenme yetersizliği, ağır metallere karşı hassasiyetimizi doğrudan etkiler. Kurşun, cıva, arsenik ve kadmiyum gibi birçok toksik metal, kimyasal olarak temel besin maddelerine benzer görünür. İyonik ve moleküler taklit olarak bilinen bu benzerlik nedeniyle, zararlı metaller vücudumuzu "kandırabilir" ve demir, çinko ve kalsiyum gibi faydalı besinler için kullanılan aynı bağırsak taşıyıcılarını ve bağlanma bölgelerini ele geçirebilir.

Toksik metaller ile besinler arasındaki aldatıcı benzerlik, bir kişide bu temel mikro besinlerden herhangi birinin eksikliği olduğunda, vücudun alım mekanizmalarının toksik metal emilimine daha açık hale gelebileceği anlamına gelir.

Kurşun ve kalsiyumun belirli bir rekabete girmesi, metallerin vücudumuzu nasıl "kandırabileceğini" güçlü bir şekilde göstermektedir.

Uzmanlar, kurşunun bir sorun olduğunu çünkü kalsiyumla rekabet ettiğini, kemiklerde depolandığını ve osteoporozla doğrudan bir bağlantısı olduğunu söylüyorlar. Yeterli kalsiyumunuz yoksa, başınız dertte demektir. Daha fazla kurşun emeceksiniz. Kurşun, kalsiyumla rekabette üstün gelecektir.


Daha geniş kapsamlı beslenme stratejisinin altını çizerek, vücuttan kurşunun atılmasına yardımcı olmak için beslenmenizde yeterli çinko bulundurmak önemli. Ayrıca, yeterli kalsiyum seviyesi kurşunun vücudun bağlantı istasyonları için rekabet etmesini engellediği, yeterli kalsiyuma ihtiyaç duyulduğu da vurgulandı.

Yapılan araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar şöyle sıralandı..

- Demir eksikliğinin kronik böbrek hastalığı olan hastalarda ağır metal birikimi bağırsaklardan emilimini artırdığı ve ayrıca böbreklerde tutuluma katkıda bulunabileceği belirtildi.

  ---------Konu reklamın altında devam ediyor--------


- Artan emilimin yanı sıra, mikro besin eksiklikleri vücudun savunma hatlarını da tehlikeye atar. 

- Emilen metalleri nötralize etme, detoks yollarını destekleme ve ağır metallerin neden olduğu hücresel hasarı onarma yeteneğini zayıflatır. 

- Birden fazla toksik metalin aynı anda bulunması daha da ciddi bir risk oluşturabilir.

- Cıva ve kurşun bir arada olduğunda sinerjik etkiler ortaya çıkar, yani cıva kurşunu daha da toksik hale getirir.

- Mikro besin eksiklikleri nedeniyle artan toksik element emiliminin daha büyük bir toksik yüke yol açabileceği ve bunun da nihayetinde sinir, böbrek, bağışıklık ve kardiyovasküler sistemleri etkileyebileceği vurgulandı.

- Düşük maruziyetlerde bile yüksek kurşun seviyelerinin çocuklarda bilişsel bozukluk, davranış sorunları ve nörogelişimsel gecikmelerle güçlü bir şekilde ilişkili olduğu da tespit edilmiştir. 


- Yapılan bir meta-analiz, çocukluk çağında kurşuna maruz kalmanın dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı alma olasılığını artırdığı sonucuna varıldı.

- Kadmiyum birikiminin böbrek hasarına, kemik demineralizasyonuna ve kanser riskinin artmasına katkıda bulunabileceği, arsenik maruziyetinin de kanserojen etkilerle güçlü bir şekilde ilişkili olduğuna dikkat çekildi.

- Eksikliklerin yol açtığı artan emilim ve birikim, toksinlerin vücut üzerindeki zararlı etkileriyle birleştiğinde tehlikeli bir etkileşime neden olur. Düşük mikro besin seviyeleri, daha fazla toksinin vücuda girmesine ve vücudun bunların etkileriyle mücadele etme yeteneğini zayıflatmasına neden olur.

Mikro Besinlerle Koruyun..

Ağır metallerin zararlı etkilerini önlemek için gıdalardan yeterli besin almak zorunludur. Temel vitamin ve mineraller, toksik metallerin yol açtığı zararla mücadelede aktif olarak çalışarak çok yönlü koruyucu bir rol oynar.

Mikro besinler, vücudun emilim ve bağlanma bölgelerinin vitamin ve minerallerle yeterince doyurulmasını sağlayarak, giriş noktasında bir savunma sağlar. Toksik ağır metaller genellikle moleküler taklit nedeniyle aynı yollarla rekabet etse de, yeterli düzeyde temel besin maddeleri, bu devralmayı etkili bir şekilde engelleyebilir.

 ---------Konu reklamın altında devam ediyor--------


Örneğin, güçlü kalsiyum seviyeleri kurşun emilimini önemli ölçüde azaltabilir ve kemik sağlığı için gerekli yolları ele geçirmesini önleyebilir. Sağlıklı demir depoları, bağırsakta bir bariyer oluşturarak demir taşıyıcılarını kullanmaya çalışan kadmiyum ve arsenik emilimini sınırlayabilir.

Temel besin maddeleri ve antioksidanlar açısından zengin, dengeli bir beslenme, metallerle rekabet ederek toksik element emilimini azaltmaya ve vücudun detoksifikasyon süreçlerini desteklemeye yardımcı olur.

Vitaminler ve mineraller, vücudun detoks sistemlerini desteklemek için de son derece önemlidir. Birçoğu, karaciğerdeki toksinlerin atılmasına yardımcı olan enzimler için yardımcı faktör görevi görür. 


Selenyum , çinko ve çeşitli B vitaminleri gibi besinler, ağır metallere doğrudan bağlanıp onları nötralize ederek vücuttan güvenli bir şekilde atılmalarına yardımcı olan glutatyon gibi güçlü antioksidanların yapımında hayati önem taşır.

Yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, tohumlar ve tam tahıllar gibi mineral açısından zengin tam gıdalar, karaciğerin I. ve II. evre detoksifikasyon enzimlerini destekler.

Ağır metaller ayrıca oksidatif strese neden olarak yaygın hücre hasarına yol açmalarıyla da bilinir . Özellikle selenyum, çinko ve C ve E vitaminleri gibi güçlü antioksidan özelliklere sahip mikro besinler, serbest radikalleri temizlemede ve hücreleri bu hasardan korumada doğrudan rol oynar. Hasarlı dokuların onarılmasına ve hücre bütünlüğünün korunmasına yardımcı olarak, kronik metal maruziyetinin uzun vadeli inflamatuar etkilerini azaltır.

  ---------Konu reklamın altında devam ediyor--------


Ultra işlenmiş gıdalar, aşırı alkol ve toksik madde içeren gıdalar iltihaplanmayı teşvik ediyor ve toksik elementlerin emilimini artırabiliyor.

Sonuç olarak toksin yükünü en aza indirmek bütünsel bir çabadır.

Çeşitli ve renkli lif açısından zengin bitkiler tüketmek, yeterli mikro besin alımını sağlar,

Ayrıca, mineral açısından zengin su (örneğin kaynak suyu) ile bol su içmek ve yeterli uyku almak, vücudun toksik elementleri metabolize etme ve yok etme doğal yeteneğini destekler.


Bu Sitede yayımlanan yazı ve görsellerin fikri sorumluluğu eser sahiplerine aittir
 Bu içerik Coronavirus Günlüğü tarafından derlenmiştir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar